-
Ekrem DEMİR
Tarih: 30-06-2025 12:39:00
Güncelleme: 30-06-2025 12:39:00
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetilmeye çalışılan, laik, demokratik ve üniter bir anayasaya sahip olduğunu iddia eden; dili Türkçe, bayrağı al bayrak, başkenti Ankara olan; içinde yaşayan halka “Türk Milleti” denilen Türkiye Cumhuriyeti…
T.C. Devleti, Osmanlı’nın küllerinden doğmuş; ancak Uygurlardan beri yerleşik düzene geçmiş kadim bir milletin son devletidir.
Osmanlı döneminde etki alanı 24 milyon kilometrekareye kadar ulaşmışken, çeşitli sebeplerle küçüle küçüle bugün bir kısmı Anadolu’da, bir kısmı Avrupa’da olmak üzere 784 bin kilometrekareye düşmüştür.
Bu Cumhuriyet, 102 yaşına rağmen içerden ve dışardan türlü ihanetlere uğramış olmasına rağmen dimdik ayakta kalmayı başarmıştır.
Necip Türk Milletinin son kalesi olan Türkiye Cumhuriyeti, tarih boyunca birçok badire atlatmışsa da, yalnızca son 6 ayda yaşananlara baktığımızda bile tablo iç açıcı değildir.
İstanbul’da üç seçim kazanmış İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığına aday olacağı konuşulurken yolsuzluk iddialarıyla Silivri Cezaevi’ne gönderilmiş, hak ederek aldığı üniversite diploması hukuk dışı yollarla iptal edilmiştir.
İstanbul’da seçimle gelmiş belediye başkanları, gazeteciler, avukatlar Silivri Cezaevi’ne gönderilmiştir.
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, yemek yediği bir lokantadan gözaltına alınmış, 148 gün hücrede tutulmuştur. Ve daha niceleri…
Sonuç ortadadır: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde muhalifler sistematik olarak susturulmakta, korkutulmakta, tehdit edilmektedir.
Yargıya olan güven yerle bir olmuş, adalet terazisi şaşmıştır.
Ülke, tarihinin belki de en büyük adalet krizini yaşamaktadır.
Hukukun, liyakatin ve adaletin egemen olmadığı bir ülkede yabancı yatırımcılar da elbette gelmemektedir.
Millet, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verirken; TBMM’de çoğunluğu elinde bulunduran MHP destekli AKP, “Ben yaptım, oldu” anlayışıyla meclis iradesini susturmuş, çok sesliliği bitirmiştir.
TBMM’de son günlerde yaşananlar, artık bardağı taşırmamış, bardağı tuzla buz etmiştir.
DEM Partili bir milletvekili, meclis kürsüsünden “Türkler soykırım yapmıştır, Talat Paşa katildir” diyebilmektedir.
Yine bir başka DEM Partili, anayasanın açık hükmüne rağmen meclis kürsüsünden Kürtçe konuşarak “bela” okumaktadır.
Üstelik bir AK Parti milletvekili de çıkıp, “Dağdaki teröristleri bağrımıza basmaya hazırız” diyebilmektedir.
Öte yandan, CHP’nin 2023’te yaptığı kurultay için şimdi “mutlak butlan kararı” alınması konuşulmaktadır.
Aynı türden bir hukuk skandalını, yıllar önce MHP’nin Gemerek kararında görmüştük.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ayrı bir saygım vardır.
Ülke üzerindeki oyunların farkına vararak, AKP destekli bir CHP’nin yaratılmasına izin vermemelidir.
Gelelim PKK’nın Meclis’teki uzantılarına…
Mustafa Kemal Atatürk, Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa ve Kazım Karabekir gibi Türk tarihinin büyük şahsiyetlerinin ömrü, emperyalizmin sinsi planlarına karşı mücadeleyle geçmiştir.
Benim 65 senelik ömrümün 40 yılı siyasetin, 35 yılı da inşaat sektöründe ticaretin içindedir.
Bu süreçte Kürt kökenli kardeşlerimle çalıştım, ekmeğimizi, emeğimizi paylaştık.
Aramızda hiçbir sıkıntı yaşanmadı.
Siyasi hayatım boyunca Kürt kökenli il başkanlarım, yol arkadaşlarım oldu.
Halen çoğuyla dostluğum devam etmektedir.
Bizi kimse bölemedi, bölemeyecek de.
Buradan bir çağrıda da Kürt kökenli kardeşlerime bulunmak istiyorum:
Emperyalizm, nasıl ki zamanında Ermenileri kullandıysa, şimdi de Kürtleri kullanmaktadır.
Bu milletin ayrılmaz parçası olan Kürtler ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sahip çıkacak, ya da ABD ve İsrail’in peşine takılıp elindekini de kaybedecektir.
Son söz, cennet mekân Aliya İzzetbegoviç’ten olsun:
“İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın. Güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur.”
Herkesi sağduyuyla düşünmeye, vatanın ve milletin birliğine sahip çıkmaya davet ediyorum.
Saygı ve sevgilerimle,
Ekrem Demir / Edirne