-
Ekrem DEMİR
Tarih: 16-06-2025 12:49:00
Güncelleme: 16-06-2025 12:49:00
Gazı Osmanpaşa Belediye başkanının tutuklanması ile birlikte yapılan siyasi hırsızlığın ardından bir şeyler konuşuldu, yazıldı çizildi.
Bende kendimce sosyal medyada yazdım,anlattım.
Şimdi Bilal’e anlatır gibi tekrar anlatacağım…
Belediyeler halkın hizmeti için kurulmuş yerel yönetimlerdir. Seçimle gelen Belediye Başkanları seçimle gitmelidirler.
Belediyeler,yasalar çerçevesinde Meclis üyelerinin aldıkları kararlarla yönetilirler.
Belediyeler iyi hizmet vermek, rutin işlerini yapmak için kamudan ve meclisten Belediye başkan yardımcıları, daire Başkanları,kurum müdürleri,teknik eleman ve çalışanları vardır.bunlarla koordineli olarak çalışır hizmet ederler.
Seçilen belediye başkanı o beldenin “Şehr emini”dir.
Yanı en emin insanıdır!
Öyle sirf benden değil,benim gibi düşünmüyor diyerek çakma raporlarla, gizli tanıklarla,algı operasyonları ile “Şehr emin”e çamur atılamaz görevinden el çektirtirilemez.
Her hangi bir sebepten dolayı boşalan belediye başkanlıkları için vekalet edecek bir vekil başkana ihtiyaç varsa;
Seçilmiş meclis üyeleri içinden vekil Başkanı seçerler..
Ancak Temayüller gereği bu belediye başkanını,o beldenin seçmenlerinin seçtiği Belediye Başkanının seçildiği partısınden seçilmesi daha hakkaniyetli ve doğru olur.
İnsan oğlunda, “unutma hastalığı” diye bir hastalık vardır…
Tıbben tespit edilmiştir Hamurlu yiyecekler tüketenlerde bu hastalık daha fazla görülmektedir.
Milletimizde de bu hastalık yeterince mevcuttur.
Siyasal İslamcılarda ise nankörlük seviyesine ulaşmıştır…
Haklı olarak sorabilirsiniz neden?
Anlatayım.
Siyasal islamcılarla ilgili Demokrat Partılı Ferruh Bozbeyli şöyle der;
“Allah herkese ülkeyi yönetmeyi nasip etsin.sosyalistlere komünistlere fakat dincilere nasip etmesin.”der
Birisi sorar “niye böyle diyorsunuz bu adamlarda aynı secdeye giden adamlar.”
Ferruh Bozbeyli cevap verir.
“Bunlar devlet geleneğini bilmez Devleti yıkarlar.”der
Tarihten örnek:
Yıl 1880.
Siyasal islamcıların kutsadığı II.Abdülhamit,şimdiki İsrail’e barınması için imkan sağlar, üzerinde bulundukları toprakları satar.
O İsrail 1948 yılında yerleştiği topraklardan bağımsızlığını ilan eder,bugünde dünyanın başına bela olur…
Bunlar da ilerisini görme,devlet tecrübesi,devlet ahlaki,devlet gelenegi yoktur.
Devleti yıkarlar…
Osmanlı’yı yıktıkları gibi,Feto’yu başımıza bela ettikleri gibi.
Dolayısıyla bunlardan her şey beklenir.
Bir örnekte Cumhuriyet tarihinden verelim,
Yıl 26 Mart 1999 Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı iken tutuklanır.
Daha sonra Belediye Meclisinde vekil Başkan için seçim yapılır,RP Meclis çoğunluğu yoktur.
Ama RP’li Ali Müfit Gürtuna siyası etik gereği desteklenir ve Başkan seçilir.
Sonu şöyle bağlayalım;
Kul hakkının vebali yüce Allah katında oldukça fazladır. Cenab-ı Hak kul hakkı için "Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. " demiştir. Allah'ın bu günahı bağışlayabilmesi için hakkı yenen kula danışacağı bilinmektedir…
Umarım anlattıklarım yeterlidir.
Başta yaşanan haksızlıklara karşı sesiz kalanlara Akp ve Reiz severlere daha sonra üç maymunu oynayanlara duyurulur.
Bir başka yazıda buluşmak ümidiyle şimdilik hoşçakal. Selam ve saygılarımla.